Avusturya’da Okullardaki Zorbalık Artıyor: Mağdur Sayısında Gözle Görülür Artış
Avusturya’da 2023’ün ilk üç çeyreğinde okullarda zorbalık ve psikolojik şiddet vakalarında artış yaşandı, 2.176 çocuk ve genç psikososyal danışmanlık hizmeti Rat auf Draht’tan yardım istedi. Fiziksel, ruhsal ve dijital alanda yaşanan zorbalık vakaları, özellikle 11-18 yaş arası çocuklar ve gençler arasında yaygınlaşıyor.
UTKAN HABER (Viyana) – Avusturya’da okullarda yaşanan zorbalık vakaları ve psikolojik şiddet olayları artış gösteriyor. 2023’ün ilk üç çeyreğinde, 2.176 çocuk ve genç psikososyal danışmanlık hizmeti Rat auf Draht’tan yardım talep etti. 2022 yılında, bir önceki yıla kıyasla %16,42 artışla 2.935 şiddet konulu danışma görüşmesi gerçekleştirildi. Uzmanlar, bu yıl da benzer bir sayıya ulaşılacağını öngörüyorlar.
Şiddetin birçok farklı şekli bulunuyor. Fiziksel, ruhsal, dijital alanda, aile içinde, partner ilişkilerinde veya okulda yaşanabiliyor. Rat auf Draht verilerine göre, özellikle çocuklar ve gençler giderek daha fazla etkileniyor. Günümüzde ortalama olarak günde sekiz zorbalık ve şiddetle ilgili arama yapılıyor. En sık rastlanan konular okullarda zorbalık ve psikolojik şiddet olarak belirtiliyor. 11-14 yaş arası çocuklar ve 15-18 yaş arası gençler bu tür olaylardan en çok etkilenen yaş grupları arasında yer alıyor.
Zorbalık vakaları, okulların açılması ve kilitlenmelerin ardından belirgin bir şekilde arttı. 2019 yılındaki pandemi öncesi seviyelere kıyasla %5’lik bir artış gözlendi. Rat auf Draht’ın başkanı Birgit Satke, zorbalığın artık sadece çevrimdışı ortamlarda değil, dijital medya üzerinden de devam ettiğine dikkat çekiyor.
Dijital medya üzerinden gerçekleşen zorbalık, mağdurların tepkisini görmeyi zorlaştırıyor ve bu nedenle engel olarak görülüyor. Cinsel şiddet vakaları da artış gösteriyor. Çocuklara şiddete maruz kaldıklarında suçlu olmadıklarının öğretilmesi ve onları hakları konusunda bilgilendirmenin önemi vurgulanıyor. Cinselleştirilmiş şiddetle mücadelede, kapsamlı ve yaşa uygun cinsel eğitimin önemi öne çıkarılıyor. Bu durum, çocukların kendi bedenleri üzerinde karar verebilmeleri, duygularına güvenebilmeleri ve ‘hayır’ deme haklarına sahip olmaları gerektiğini gösteriyor.