Yazar Osman Kılıç | Mecnun küpeli Leyla şüpheli
Geçmişin uzun, mutlu ya da mutsuz evlilikleri, dünyanın değişimiyle birlikte artık farklı bir boyut kazandı. Bir zamanlar kutsal kabul edilen aile yapısı, şimdilerde bazıları için sadece bir anıdan ibaret. Tek başına ayakta kalmanın, birlikte yaşlanmanın yerini bireysel özgürlükler ve kişisel alan arayışı aldı. Boşanma oranlarının artışı, bu değişimin en belirgin göstergelerinden biri haline geldi.
Eski mutlu veya mutsuz o uzun evlilikler kutsal aile anlayışı artık değişti, çünkü dünya değişti, dolayısıyla artık düzen değişti… bazıları bir ömür boyu aynı yastık’ta kocamıyor. Tek başına yaşayacak hale geldi artık koca’nın kahrını çeker mi? Çeker mi tek bir kadını? Dünya’yı cebine koydu, avuçlarının içinde, içine ediyorlar Ailenin artık. Boşanmalar arttı. Mesleği olmayan kadınlara dul aylığı, yaşı gelmeden, emek vermeden emekli olan adamları adam ettiler hoyratça yaşamaya başladılar… Boşanınca emekli baba’dan kalan aylık bağlanınca kutsal aile çöktü. Bazı sonradan görmüş kadınları çılgınlaştırdı, erkeleri kudurttu Cebine maaş girdi, telefon girdi, evine diziler girdi, aklına seytan girdi.! Gördü başkalarının süslü sözlerini. Şehvet dolu gözleri gördü, sen çiçek gibisin diyene çicek gibi açıldı…
Kocasının kahrını, karısının dırdırını çekmek istemiyor ve boşanmalar çok artıyor. Kutsal aile büyük darbe aldı; görüyoruz bazı tv proğramlarında o kutsal Anadolu köylü kadını, erkeğini her sır aşikar oluyor, bütün sırlar ortaya saçılıyor. Artık, kadın’ın, Erkeğin, Aile’nin bir saygınlığı, kutsallığı kalmadı. Kocalar gittikçe çok sayıda kadın öldürüyor.
Şairin dediği gibi;
O çok sevdikleri kadın…
“Öyle bir gülümsüyor ki; tamam diyorum bu kadar yaşadığım yeter.”
“O kadar güzel gülümsüyordu ki; sevmesem ziyan olacaktı.”
“Adamın en sevdiği renkmiş kadının gözleri.”
“Aşk erkeğe yakışır, kadın zaten aşktır.”
“Kadın cennettir.”
“Her bakışı sarhoş ediyor beni.” dediğiniz kadınlara nasıl kıyıyorsunuz?
Bahaneler sevgisi yetmeyenler içindir.
Sevmenin, sevgilinin erkeği kadını yok, tek kalp tek sevgi…
Şöyle sevmek böyle sevmek yok, tek bir söz için, tek bir gün için tek taş yok, tek bir standart yok . Adam gibi, kadın gibi yok…
Necip Fazıl’ın adamlık cinsiyet değil şahsiyet meselesidir sözü aklıma geldi, adam gibi, kadın gibi gibisinden kalıp sözlerle değilde insan gibi insan sevmek.
Ben mücevher sevmem dedi kadın, anlamamda… mücevher değil asıl değer benim…
Tek taş beş taş deyince çocukluğumun oyunları gelir aklıma …
Mücevher sevmem ben,
Vefa severim,
Çiçek severim,
Ben, sadakat severim,
Edep severim,
Şiir severim…
Sevda bir gün değil bir ömür sevdiğinizle mutlu ve kutlu bir aile olmanız dileğiyle.
Yazar: Osman Kılıç – Viyana / AVUSTURYA