Macaristan Budapeşte | “Budin’in manevî bekçisi” Gül Baba Türbesi
Türk-Macar Dostluğunun Nişanesi Bir Bektaşi Büyüğü GÜLBABA
İnsan sevgisi, birlikte yaşama kültürü azmi ve ötekine saygısıyla Türk kültürü ile medeniyetinin dünyaya yayılmasına varliğiyla hizmet eden Gül Baba, Türk – Macar dostluğunun nişanesi olan önemli şahşiyetlerinden biridir.
Gerçek adı Cafer olan Gül Baba, aslen Merzifonlu olup Veli Baba Dergahı’na bağlı bir Bektaşi dervişidir. Veli Baba Dergahı, bugün Isparta’nın Senirkent ilçesi Uluğbey Köyü’nde bulunmaktadır. Veli Baba Dergahı’nda bulunan bir şecereye göre babası Hz. Hasan neslinden Kutbü’l-arifin Yalınkılıçoğlu Veliyyüddin’dir. Evliya Çelebi, Gül Baba’nın Fatih Sultan Mehmet devrinden Kanuni Sultan Süleyman devrine kadar birçok gazalarda bulunduğunu belirtmiştir. Gül Baba, Kanûnî Sultan Süleyman’ın daveti üzerine Budin seferine katılmış ve fetihten sonra 2 Eylül 1541’de vefat etmiştir. Sultan Süleyman, Gül Baba’nın tabutunu bizzat taşımış, Ebussuud Efendi cenaze namazını kıldırmıştır. Cenazesi, Budin Kalesi dışında bugünkü yerine defnedilmiş, daha sonra 1543–1548 yılları arasında türbe ve tekke inşâ edilmiştir. Budin’deki Osmanlı döneminin sona ermesiyle birlikte pek çok tarihi eser yok olmuş ancak Gül Baba Türbesi ve onun aziz hatırası yüzyıllar boyunca korunmuştur. Gül Baba’nın hatırası, Bugün, Türk–Macar dostluğunun bir simgesi olarak yaşatılmaktadır.
Gül Baba Türbesinin Tarihi ve Mimari Özellikleri
Gül Baba Türbesi, 1543–1548 arasında Budin Beylerbeyi olan Yahyâpaşazâde Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı türbe üslûbuna uygun biçimde sekizgen bir yapı olarak kesme taştan inşa edilmiştir. Türbe, kurşun kaplı bir kubbe ile örtülüdür. Günümüze ulaşmayan Gül Baba Tekkesi’nde, zikirlerin yapıldığı bir büyük meydan evi, bir yazlık ve bir kışlık mekân, odalar, büyük bir imaret (aşevi) ve derviş hücreleri bulunmaktaydı. Tekkenin ve türbenin etrafında bir de hazire vardı. Gül Baba Tekkesi, türbe ile Tuna arasındaki yamaçta yer alıyordu. Evliya Çelebi, “Dervişleri gazaya gider; yaz ve kış meydanlarında çeşitli şamdan, çerağ, kandiller, buhurdanlar, gülabdanlar vardır. Kara ve deniz seyyahları mermer kapı ve duvarlarına pek çok beyitler yazmışlardır” dedikten sonra bu tekkenin Gazi Mihaloğulları’nın hayratı olduğunu bildirir. Korunmasına sürekli özen gösterilen 1997 ve 2018’de Türk-Macar ortaklığıyla onarılan Gül Baba Türbesi, günümüzde de tarihî Türk–Macar dostluğunun bir simgesi olarak varlığını sürdürmektedir.
style=”display:inline-block;width:658px;height:330px”
data-ad-client=”ca-pub-1798253463053498″
data-ad-slot=”2102941088″>
Osmanlı Dönemi Sonrası Gül Baba Türbesi
Gül Baba Türbesi, Osmanlı döneminden sonra (1686) Avusturyalılar tarafından Cizvit papazlarına tahsis edilmiştir. 1773’te Cizvitlerin dağılmasından sonra türbe özel mülkiyete geçmiş, türbenin de bulunduğu arazi 1861’de mimar János Wagner tarafından satın alınmıştır. Mimar Wagner, türbeyi yıkmadan avlusunda kalacak şekilde kendi villasını inşa etmiştir. Wagner villasının türbeyi çevreleyerek kapatması sebebiyle II. Dünya Savaşı döneminde türbe yıkılmaktan korunmuştur. Gül Baba Türbesi 1914’te tarihi eser olarak tescil edilmiş, 1962’den itibaren de müze olarak ziyarete açılmıştır.