Bahçeli’den Bekir Bozdağ’a tokat gibi Andımız cevabı
Sayın Bekir Bozdağ Danıştay kararına çok bozulmuş, anayasa ve yasanın alenen çiğnendiğini söylemiş. İşine geldi mi yargıya saygıyı bekleyen, işine gelmedi mi yasa çiğnendi diyen Sayın Bozdağ ve onun gibi düşünenlerin hala çözülme süreci üslubuna müracaatları talihsizliktir.
Andımızın neresinde sorun vardır? And Türk’tür, çünkü anı Türk’tür, ati Türk’tür, vatan Türk’tür, millet Türk’tür.
Öğrenci Andı’nın kaldırılması üzerine Türk Eğitim-Sen’in açtığı davada Danıştay kararını verdi. Danıştay, 8 Ekim 2013’te kaldırılan Öğrenci Andı için “Yeniden okutulsun” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı 1933 yılında yayımladığı bir genelgeyle ilk ve orta dereceli okullarda Andımızın okutulmasına karar vermiş ve konuyla ilgili tutum ve duruşunu çok net göstermişti. Andımız uygulamasına 2012 yılında ortaokullarda, 2013 yılında da ilkokullarda son verilmişti.
8 Ekim 2013 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1.maddesi Danıştay 8.Dairesi’nin oy çokluğuyla aldığı karar sonucunda iptal edildi.
Yargı süreci tamamlanmamış olsa da, okullarımızda Andımızın okutulması artık mümkün hale gelmiştir. Yargı kararının uygulanmasıyla ilgili sorumluluk bundan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’ndadır.
Çözülme sürecinin en karanlık döneminde Andımız kurban seçilmişti. “Ne Mutlu Türküm Diyene” seslenişi her taraftan silinmiş ve kazınmıştı. Bu durum elbette yanlıştı, vahim bir sapma haliydi. Kabullenmemiz imkansızdı.
Sonuç itibariyle çok yoğun itiraz ve tepkimizi dile getirdik, Andımızı sahiplendik.
Danıştay 8.Dairesi maşeri vicdana tercüman olmuş, Türk milletinin ruh kökünden fışkıran çığlığa bigane kalmamış, kalamamıştır. Andımızdan rahatsız olmaya, Andımızı hırpalamaya ve yaftalamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Andımız Türk milletine mensubiyet şuurunun tezahürüdür.
Terörle mücadelenin kahramanca sürdürüldüğü bugünkü zaman diliminde Andımız ile ilgili geçmişteki bir hatanın tamir ve telafisi bizi memnun ettiği gibi, geleceğe dair umutlarımızı daha da güçlendirmiştir. Adımız Türk olduğuna göre Andımızın da Türk olması tarihi mecburiyettir.
Peki, Danıştay’ın vermiş olduğu karara gölge düşürmek için kuyruğa girenlere, adeta tahammülsüzlük yarışına heves edenlere ne oluyor? Neden kabus görmüş gibi hareket edip, yıkım ve çözülme süreçlerinin kötü hatıralarına sarılıyorlar?
Ne var Andımızda? Neresi sinirlerini bozuyor, neyi vicdanlarını bulandırıyor?
Türküm demek suç mu? Doğruyum demek yanlış mı? Çalışkan olmak gaflet mi? Eğer Andımıza cephe alanlar kripto damarın karanlık failleri değilse merakla soruyorum dertleri nedir? Bu hazımsızlık niyedir? Bu ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti, üzerinde yaşayan millet ise Türk’tür.
Sayın Bekir Bozdağ Danıştay kararına çok bozulmuş, anayasa ve yasanın alenen çiğnendiğini söylemiş. İşine geldi mi yargıya saygıyı bekleyen, işine gelmedi mi yasa çiğnendi diyen Sayın Bozdağ ve onun gibi düşünenlerin hala çözülme süreci üslubuna müracaatları talihsizliktir.
Sayın Bozdağ Kürdüm, özgürüm diyebilir. Dilini tutan yoktur. Sus otur yerine diyen de yoktur. Buyursun, mizaç ve meşrebine müzahir değerlendirmesini yapsın. Türk milleti kendisini en güzel ve yüksek mevkilere taşımıştır. Ama kendisi Türk milletini düşürmeyi aklından geçirmesin.
Andımızı fıtrat ve köküne uygun okumak isteyen varsa kendi bilir. Ancak Türk milletinin Andına kimse karışmasın, hiç kimse ortalığı karıştırmasın.
PKK’lıyım, bölücüyüm, Kürdistan için çalışırım diyen varsa cezası bellidir, sonuçlarına katlanacaktır. Uyarıyorum, Sayın Bozdağ buna çok dikkat etsin. 81 ilde basın açıklaması yapan malum bir sendikanın başkanı da durum muhasebesi ve özeleştiriyi yapacak milliliği göstersin.
Andımızın neresinde sorun vardır? And Türk’tür, çünkü anı Türk’tür, ati Türk’tür, vatan Türk’tür, millet Türk’tür. Ağaç kovuğundan çıkmadık, gökten zembille inmedik. Tesadüfen olmadık, toplamayla oluşmadık. Tarihte Türk’tük, halde Türk’üz, istikbalde de Türk olacağız.
Papaz kuş gibi uçar gider yargı kararı denilir. Andımızla ilgili yine yargı karar verir, ne var ki karşı çıkılır. Bunun neresi adil, neresi ahlakidir? Andımız milli kimliğimizin alameti farikalarından birisidir. Sevmeyen varsa sussun, okumayacak varsa kendi işine baksın.
Türküm, doğruyum, çalışkanım. İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne Mutlu Türküm Diyene !
Milliyetçi Hareket Partisi (Mhp) Genel Başkanı
Dr. Devlet BAHÇELİ,