Avusturya’da bütçe şoku: Kişi başı borç 42.849 euroya çıktı

Avusturya’nın kamu borcu beklenenden daha hızlı artarken, mali açık GSYH’nin %4,7’sine ulaştı. Hükümet kemer sıkma planına sadık kalıyor. Maliye Bakanı Marterbauer: “Herkes katkı vermek zorunda kalacak.”
Avusturya’da mali tablo her geçen gün daha da kötüleşiyor. İstatistik Austria’nın açıkladığı son verilere göre, federal hükümetin yanı sıra eyaletler, belediyeler ve sosyal sigorta kurumlarının da dahil olduğu toplam kamu açığı, ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasının %4,7’sine ulaştı. Bu oran, Avrupa Birliği’nin belirlediği %3 Maastricht kriterinin çok üzerinde.
Böylece, Avusturya’nın AB tarafından “aşırı açık prosedürü”ne (ÜD-Prozedur) tabi tutulması artık neredeyse kaçınılmaz hale geldi.
Her vatandaşın borcu: 42.849 Euro
Maliye Bakanlığı’nın açıklamasına göre 2024 yılı sonu itibarıyla kamu borcu 22,6 milyar euro artarak 394,1 milyar euroya yükseldi. Bu da her vatandaşın ortalama 42.849 euro borçla yükümlü olduğu anlamına geliyor. Bu tutar, bir önceki yıla göre %5,6 artış gösterdi.
Maliye Bakanı Markus Marterbauer (SPÖ) ise durumu ciddiyetle kabul ederek şu açıklamayı yaptı:
“Evet, herkes katkı sağlamak zorunda kalacak. Ama daha önce de krizlerden birlikte çıkmayı başardık. 2009’daki banka krizinde açık %5,38’e kadar çıkmıştı. Bu defa da hep birlikte başaracağız.”
Yeni vergi ya da sert tasarruf önlemi planlanmıyor
Hükümet bu yıl için toplam 6,4 milyar euroluk tasarruf ve gelir artışı planladı. Ancak bu rakamın ötesinde ek kemer sıkma adımları düşünülmüyor. Maliye Bakan Yardımcısı Barbara Eibinger-Miedl (ÖVP) ise, “Bütçe disiplininden taviz vermeyeceğiz” diyerek çizilen yol haritasına sadık kalacaklarını açıkladı.
Eibinger-Miedl, ekonomiyi canlandırma ve büyümeyi destekleme ihtiyacına dikkat çekerek, toparlanmanın vergi gelirlerini artıracağını söyledi. Bu noktada federal hükümet, eyaletler ve belediyeler arasında ortak bir çaba gerektiğini vurguladı.
“Bu kimse için kolay olmayacak”
NEOS’un bürokrasiden sorumlu Devlet Sekreteri Sepp Schellhorn ise, ekonomik toparlanmanın halktan büyük bir özveri bekleyeceğini belirterek:
“Evet, herkes taşın altına elini koyacak. Ve hayır, bu hiç kimse için kolay olmayacak.”
Schellhorn, gereksiz kamu harcamalarının azaltılması kadar, “aşırı bürokrasiye” müdahale edilmesinin de önemli olduğunu söyledi. “Vergi harcamasına gerek kalmadan hızlı bir rahatlama sağlayacak alan burasıdır” dedi.