Türkiye’nin Tepkisiyle THY’nin İsrail Uçuşlarını Durdurması: BAE Havayollarının Tartışmalı Hamlesi
Türk Hava Yolları’nın (THY), İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki olarak İsrail’e olan uçuşlarını durdurma kararının ardından, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) havayolu şirketlerinin bu boşluğu doldurmaya başlaması Türkiye’de ciddi tepkilere yol açtı.
UTKAN HABER (Viyana) – Türk Hava Yolları (THY), 2015 yılından bu yana Tel Aviv’den yapılan uçuşlarda lider konumunda bulunuyordu. Ancak, İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden saldırılarına tepki göstermek amacıyla, Ekim 2024’e kadar İsrail’e olan tüm uçuşlarını durdurma kararı aldı. Bu karar, bölgedeki gerilimin yarattığı insani krize dikkat çekmek ve tepki göstermek amacı taşıyor.
THY’nin bu adımının ardından, BAE merkezli Flydubai ve Etihad havayolu şirketleri, Tel Aviv’e olan uçuşlarını sürdürmeye devam etti. Bu hamleleriyle, Ocak 2024 itibarıyla pazar paylarını %3.9’a yükselterek sırasıyla 4. ve 5. sıraya yerleştiler. Etihad, BAE Devlet Başkanı’na, Flydubai ise BAE Başbakanı’na ait olmasıyla biliniyor.
THY’nin İsrail pazarından çekilmesi, El Al ve BAE’li şirketler için yeni fırsatlar yarattı. El Al, Avrupa destinasyonlarına olan uçuşlarda, BAE şirketleri ise özellikle Uzak Doğu destinasyonlarına olan uçuşlarda bu durumdan faydalanıyor.
Türkiye’de ise BAE’nin bu hamlesi büyük bir tepkiye yol açtı. Toplumun geniş kesimleri, BAE havayolu şirketlerinin, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları karşısında THY’nin gösterdiği tepkiye karşın uçuşlara devam etmesini, Filistinlilere karşı işlenen vahşete ortak olmak olarak değerlendiriyor. Ayrıca, Türkiye’de protesto edilen Starbucks ve McDonald’s gibi şirketlerin Ortadoğu operasyonlarının da BAE’li şirketler tarafından yürütülmesi, tepkilerin bir başka boyutunu oluşturuyor.
Türkiye’den İsrail’e uçuşların durdurulması, bölgesel politika ve uluslararası ilişkiler açısından önemli sonuçlar doğuruyor. BAE havayolu şirketlerinin THY’nin boşluğunu doldurma kararı, iki ülke arasındaki ilişkilerde ve bölgesel dinamiklerde yeni bir tartışma konusunu gündeme getiriyor. Bu durum, hem ulusal hem de uluslararası alanda geniş çapta tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.